İzmir’in antik kentleri, bize şehrin tarihsel kökleri hakkında bilgi veren ve İzmir’in güzelliğine güzellik katan özel alanlardır. Şehirdeki yaşam M.Ö. 3000’lere kadar dayandırılır. İlerleyen dönemlerde İzmir, jeopolitik konumunun da katkısıyla gelişmiş; Fenike, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu durum İzmir’i tarih sahnesinde öne çıkarmış ve şehrin sayısız tarihi zenginliğe sahip olmasını sağlamıştır.
İzmir deyince; konumu, denizi ve doğası kadar tarihinden de söz etmek gerekir. Şehrin tarihi yerleri ve özellikle antik kentleri bu konuda görülmeye değerdir. Şimdi bu güzel mekanlara biraz yakından bakalım:
Bergama Antik Kenti
Eski adı ‘Pergamon’ olarak geçen Bergama Antik Kenti; Türkiye için olduğu kadar dünya için de önem taşıyan merkezlerden biridir. Birçok farklı medeniyetin izlerini taşıyan ve Bergama ilçesinde bulunan kent; aynı zamanda UNESCO listesindedir.
Metropolis Antik Kenti
İzmir’in Torbalı ilçesinde yer alan Metropolis Antik Kenti; ‘Ana Tanrıça Kenti’ anlamına gelmektedir. İçerisindeki antik tiyatrosu ana kayanın oyulmasıyla oluşturulmuş özel bir yapıdır. Ayrıca antik kentte; 1989’da başlayan kazı çalışmaları hala devam etmektedir.
Efes Antik Kenti
İzmir ve tarih deyince ilk akla gelen yapılardan olan Efes Antik Kenti; Akdeniz’in de en büyük antik kentlerinden birisidir. Birçok farklı kültürü bünyesinde barındıran Efes’te; bugün gördüğümüz izlerin çoğu Roma dönemine ait kalıntılardır. Antik kent; Efes sınırları içerisinde yer almaktadır.
Teos Antik Kenti
Antik liman ve Dionysos Tapınağı gibi görülmeye değer yapıları içerisinde barındıran Teos Antik Kenti’nin önemli özelliği ise; ilk oyuncular birliğinin kurulduğu yer olarak tarihe geçmesidir.
Agora Antik Kenti
İzmir’in simgelerinden biri haline gelmiş bir diğer antik kent ise; Agora’dır. Agora Antik Kenti’nde bugün gördüğümüz yapıların Roma İmparatorluğu döneminde yaptırıldığı düşünülmektedir.
Antik Kentler, çok uzun yıllar önce kurulmuş şehirlere ait yapıların günümüze ulaşmış mirasıdır denilebilir. Hem binlerce yıl öncesinin yaşantısı hakkında bize bilgi verir hem de tarihle harmanlanan yeni bir kültür oluşturmamıza olanak tanır. Böylesine önemli bir dokuyu korumak ve yaşatmak elbette çok önemlidir.